Yazar:
Zeynep Nilüfer Yiğit
Dyorex Araştırma Uzmanı
2022 senesini geride bıraktık ve içerisinde bulunduğumuz bu yeni senede en önemli gündem maddemiz hiç kuşkusuz Yapay Zeka (AI) oldu. Bugün sizlerle beraber son dönemde herkesin merak ettiği ‘Yapay Zeka’ konusunu ele alacağız. Kimine göre dünyayı değiştirecek bir adım, kimine göre de hepimizin sonunu getirecek bir yenilik.
Yapay zeka ile yeni bir dönem başladı ve bu yeni çağ ile beraber şirketlerin sonsuz yarış dönemine girmiş olduk. En başında belirttiğim gibi bu teknolojinin daha en başındayken buna karşı çıkan devletler ve tanınır kişiler var. En basit örneğiyle teknoloji savunucusu olarak bildiğimiz Elon Musk, ilk başlarda yapay zekayı toplumda işsizlik başta olmak üzere bir çok konuda risk doğurabileceğini söyledi ve durdurma çağrısında bulundu. Ancak bugün itibariyle yine Elon Musk, TruthGPT adında bir yapay zeka hizmetini yakında başlatacağını da açıkladı. Yalnızca Elon Musk değil, ABD Başkanı Joe Biden da yapay zekaların güvenliğinden tedirgin olduğunu belirtti. Kurumların YZ teknolojisi üzerine rekabeti, ChatGPT’nin arama motoru olan Google’ın yerini alabileceğine dair düşüncelerin artmasıyla beraber kızıştı. Buna karşılık Google gibi büyük teknoloji şirketleri de bu yenilikten uzak kalmak istemeyerek arama motorlarına yapay zeka özelliği getireceklerini de duyurdular. Bu teknolojinin daha en başındayken oluşan görüş ayrılıklarının yerini ileride yalnızca benimseme ve ayakta kalma mücadelesiyle gerçekleştireceklerini düşünebiliriz. Önümüzdeki dönemlerde neleri değiştireceğini görebilme fırsatına da sahip olacağımız kesin.
Yukarıda yer alan tabloda teknoloji hizmeti veren şirketlerin 1 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaşma hızı görülüyor. Yılları da baz aldığımızda Netflix 3,5 senede, Facebook 10 ayda, Spotify 5 ayda ve Instagram 2,5 ayda tam olarak 1 milyon kullanıcıya ulaştılar. Ancak ChatGPT, Instagram’ın rekorunu 5 günde 1 milyon kullanıcıya ulaşarak kırdı. Yalnızca 1 milyon kullanıcıyla kalmadı, Ocak ayından itibaren 100 milyondan fazla kullanıcıya sahip oldu ve bu rakam her geçen gün artmaya devam ediyor.
Bilgisayarın kullanılmaya başlandığı ilk zamanlarda oluşabilecek işsizlik sorunundan korkuluyordu. Basit bir örnekle anlatmak gerekirse bilgisayarın yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamasının ardından bazı işkollarının bitişine ve istihdamda azaltmaya gidildiğine şahit olduk. Aslında tüm bu karşıtlığın altında yatan temel neden, mevcut konfor alanlarından uzaklaşmama çabası olarak görülebilir. Gelişen teknoloji ile birlikte yeni meslek alanlarının doğabileceğini ve istihdamı farklı açıdan destekleyeceğini de unutmamakta fayda var. Öyle ki bilgisayar kullanımının artmasıyla beraber bilişim alanlarında doğan ihtiyaçlar tekrardan farklı mesleklerin oluşturulmasına yardımcı olabilir.
Yapay zekanın tarihçesine baktığımız zaman YZ’nın doğuşu 1950 yıllarında düşünen makineler yaratma makalesiyle başladı ve bugüne kadar geldi. Başlangıçta nöron ağlarla, ardından makine öğrenimi ile beraber gelişti. Dünyada ilk analog bilgisayar 1945 yılında kullanılmaya başlandı. O zaman yalnızca hesap makinesi görevi görüyordu. Türkiye’de ise ilk bilgisayar 1960 yılında yol yapımında gereken hesaplamaları daha hızlı gerçekleştirebilmek adına kullanılmaya başlandı.
Ünlü Türk matematikçi ve bilim insanı Cahit Arf’in 1959 senesinde ‘Makine düşünebilir mi ve nasıl düşünebilir’ makalesini kaleme aldığını görüyoruz. Makalede, makinelerin düşünüp düşünemeyeceği sorusunu tartışıyor. Arf, makinelerin karmaşık görevleri yerine getirebilmesine rağmen, bilinçten ve yeni fikirler yaratma yeteneğinden yoksun oldukları için gerçekten düşünemeyeceklerine inanıyordu. Makale ayrıca, makinelerin yaratıcılık, sezgi ve duyguları deneyimleme yeteneğinden yoksun olduğunu savunarak insan ve makine zekası arasındaki farkları vurguluyor. Sonuç olarak, makale, makinelerin asla insanlarla aynı şekilde “düşünmemesine” rağmen, düzgün bir şekilde programlanıp kullanıldıklarında inanılmaz derecede yararlı ve güçlü araçlar olabileceklerini öne sürüyor.
En kısa tanımıyla yapay zekayı, bilgisayarlarla insan zekasına ihtiyaç duyulan faaliyetlerin, yapay zeka algoritması aracılığıyla yaptırma teknolojisi olarak adlandırabiliriz. Dünya tarihinin en büyük gelişmelerinden birine tanıklık ediyoruz. Bu teknolojinin artılarını öğrenmeye ve kendimizi geliştirmeye odaklanmamız bizlerin yararına olacaktır.
Yapay zekanın tanımını bilgisayarların insan gibi düşünebilme ve hareket edebilmesidir olarak yapmıştık. Peki tüm bu görüşleri bir kenara bırakırsak bizler bu teknolojiye kendimizi nasıl adapte edeceğiz sorusuna odaklanabiliriz. Tüm şirketler yavaş yavaş arama motorlarına ya da işlemcilerine yapay zekayı entegre etmeye başladılar.
ChatGPT’nin yeni modeli olan ve OpenAI tarafından desteklenen konuşma arayüzü GPT-4 14 Mart’ta tanıtıldı. Kullanıcılarla normal konuşma dili üzerinden iletişim kurmak ve sorularına yanıt aramak için oluşturuldu. Böylelikle yeni sürümde sohbet robotu daha fazla güçlendi.
Yapay zeka çağında logo, tasarım, kodlama, sohbet, kitap özeti, toplantı planlaması gibi birçok konuda bu teknoloji sayesinde hayatımızı kolaylaştıracak çözümler bulabiliyoruz. Şu an 20’den fazla yapay zeka aracı bulunuyor. Windsor, Dreamer, Notion AI, Jasper gibi birçok yapay zeka aracıyla günlük rutininizde işlerinizi kolaylaştırabilirsiniz.
Yapay Zeka ve Blokzincir Entegrasyonu
Yapay zekanın tanımını bilgisayarların insan gibi düşünebilme ve hareket edebilmesidir olarak yapmıştık. Blokzincirin ise eşler arası dağıtık, çok merkezli, açık kaynak kodlu ve değiştirilemez bir defter olduğunu biliyoruz. Oluşan blokların değiştirilemez oluşu blokzinciri normal veri tabanlarından ayıran en önemli özelliktir.
Son yılların en önemli iki teknolojisi yapay zeka ve blokzincir, birbirinden farklı teknolojiler olsa da beraber çalışabilirler ve eksiklikleri tamamlayabilirler. Bu iki dev teknolojinin de kullanıldığı alanlar şu an kısıtlı olsalar bile önümüzdeki dönemlerde farklı alanlarda ve endüstrilerde bu projelerle karşılaşma olasılığımız oldukça yüksek.
Blokzincirde yeni bir blok elde etmek için yapılan madencilik yoğun işlem gücü ve zaman gerektirir. Değiştirilemez bir yapıda olması ise bunun verimini önemli ölçüde etkiler ve düşürür. Bu durumda yapay zeka devreye girebilir ve verimi büyük ölçüde iyileştirir, tüketimi azaltır ve daha da yaygınlaşmasına katkı sağlayabilir. Dahası yapay zeka, blokzincirde tutulan işlemleri yorumlamaya harcanan alanları optimize edebilir.
Yapay zekanın doğru karar verebilmesi elindeki verilerin miktarına ve doğruluğuna göre belirlenmektedir. Blokzincirin merkeziyetsiz olması, şifrelenmiş yapısıyla güven oluşturur ve şeffaf bir hizmet sağlar. Blokzincirin kullanım alanlarının artması ve verilerin çoğalması ile birlikte yapay zeka teknolojisinde tartışmalara neden olabilecek güven eksikliği, yanlış karar verme ve diğer olası problemlerin önüne geçilebilir. Örneğin akıllı sözleşmelerin doğru karar verebilmesinde makine öğrenmesi algoritmaları destekleyici bir etken olabilir.
Singularity.net, yapay zeka ve blokzincir kullanılan çalışmalar arasında yer almaktadır. Dünyada erişim sağlanabilen yapay zeka sayesinde herkesin bu teknoloji hizmetlerine kolayca ulaşmasına, paylaşmasına ve para kazanmasına imkân tanıyan blokzincir destekli bir platformdur.
Son olarak içerisinde bulunduğumuz dönemde bu iki teknolojinin gelecekteki rolü ve etkilerini tahayyül etmek zor olsa da gelecekte birçok alanda kullanılması ve fayda sağlaması hedefleniyor.
Yapay zekanın blokzincire entegre edilebilmesi önümüzdeki yıllarda sıkça göreceğimiz bir gelişme olarak karşımıza çıkacaktır. Ancak neredeyse tüm güvenliklere ve farklı etkenlere karşı koruma sağlanabileceğinden ve en güvenilir teknolojik birleşmeyi bizlere sunacağından hiç şüphemiz yok.
YZ’nın Blokzincir’e Sağlayacağı Artılar Nelerdir?
Öncelikle güvenlik konusunda iyileştirmeler gerçekleşebilir. Blokzincir teknolojisiyle beraber gelecekte üzerinde yeni uygulamalar geliştirilebilir, görev paylaşımları yapılabilir ve bu uygulama dağıtımlarında daha güvenli hale gelebilir. Yalnızca uygulamalar özelinde değil, finansal işlemlerde de doğruluk oranlarının artırılmasıyla daha net bir şekilde teyit edilebilir.
Verimlilik konusunda YZ’nın daha aktif işlemler için madencilik sektörünün yükünü azaltabileceğini düşünebiliriz. Bilgisayar hesaplamalarını optimize etmeye ve daha hızlı işlem blokları oluşturulmasına şahit olabiliriz.
Güvenlik ve gizlilik konularının desteklenmesinde koordineli bir şekilde hareket edilebilir ve daha iyi bir yönetişim modeli oluşturulabilir. Bu husustaki birleşimler ve sonrasında yapılabilecek pratiklerle beraber çok daha iyi bir versiyona gelmesi planlanabilir.
Son olarak YZ teknolojisi sayesinde hem finansta hem de farklı alanlarda yeni pazarlar ve iş imkanları oluşabilir. Depolama konusunda ise son derece akıllıca işlenen verilerin sisteminin oluşturulmasında fayda sağlayabilir.
Kaynakça: https://turkiye.ai/kaynaklar/yapay-zeka-zaman-cizelgesi/